Payitaht Abdülhamit 152. bölüm
Oldukça keyif aldığım projelerden biri
- Dizi Payitaht ABDULHAMİT
Bendeniz, 1973 yılının serin bir Temmuz sabahında Trabzon/ Çaykara ilçesinin GODANDO köyün'de dünyaya geldim. Ailemin ikinci çocuğu olmanın haklı gururu ile daha sonradan pişmanlığa dönecek olsa da gözlerimi dünyaya açtım. 🙂
Oldukça keyif aldığım projelerden biri
Mesutun hışmına fena uğradık
Manşet: İnsanlar da fotoğraf gibi; ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kalitesi.
Hayatta ve fotoğrafta en iyi pozu yalnızlar verir.
Fotoğrafı makine değil, insan çeker. Henri Cartier-Bresson
Fotoğraf çekersen deliye, hemen gizlen bir deliğe.
İyi fotoğraf için kurallar yoktur, sadece iyi fotoğraf vardır. Ansel Adams
Şu dünyada gülmemi tek isteyen fotoğrafçıydı oda parasını istedi.
Fotoğrafçılıkta yetenek uygulama ile kazanılır, satın alma ile değil. Percy Harri
Fotoğraf, geçmekte olan gerçek anın yakalanmasıdır. James Nachtwey
Fotoğrafınız yeterince iyi değilse, yeterince yakın değilsinizdir. Josef Koudelka
Konu seçimi fotoğrafçının görme biçimini ortaya koyar. John Berger
Fotoğraf, geçmekte olan gerçek anın yakalanmasıdır. Jacques-Henri Lartigue
Fotoğraflar yalan söylemez ama yalancılar fotoğraf çekebilir. Lewis Hine
Fotoğraf çekmek, nesnelere, kaybolup gitmeden önce bakabilmektir. Wim Wenders
Fotoğraf makinesinin en önemli parçası onun 30 cm arkasında durandır. Ansel Adams
Bakın, ben bir entellektüel değilim sadece fotoğraf çekerim. Helmunt Newton
Bir kişi, yarın sanki kör olacakmışcasına fotoğraf makinesini kullanmalıdır. Dorothea Lange
10 yaşındaki velet “Küçüklüğüm”’ diyerek fotoğraf koymuş. Çok mu büyüdün lan sanki.
Manzara fotoğrafı bir fotoğrafçı için en büyük testtir; bazen de en büyük hayal kırıklığı. Ansel Adams
Dün bir fotoğrafta gözlerini gördüm. İki uzak yıldız gibiydiler, dalgın. Ümit Yaşar Oğuzcan
En iyi makine en iyi fotoğrafı çekseydi en iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı. Ara Güler
Bir mutluluk fotoğrafı bile çektirmedi bu hayat. Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne.
Fotoğraf çekmek, insanın aklını,gözünü ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir. Bu bir yaşam tarzıdır. Henri Cartier-Bresson
Benim aletim, fotoğraf makinesidir. Onun sayesinde etrafımdaki her şeyde bir sebep bulurum. Andre Kertesz
Eğer hikayeyi sözcüklerle anlatabilseydim, yanımda sürekli bir fotoğraf makinesi taşımaya ihtiyaç duymazdım. Lewis Hine
Bir fotoğrafı seyrederken, hiç kimse çirkinliği bulmaz, buna karşılık çok kimse güzelliği görür. Susan Sontag
Sadece kameranız ve siz varsınız. Fotoğrafınızdaki kısıtlamalar size bağlıdır; çünkü ne gördüğümüz kim olduğumuzdur. Ernst Haas
Benim fikrimce bir şeyi fotoğraflayana kadar onu gerçekten gördüğünüzü iddia edemezsiniz. Emile Zola
Through a wide variety of mobile applications
Bu bölüm, yazmaya en çok zorlandığım bölümlerden birisidir. Oldum olası iş, kendimi anlatmaya gelince aklıma söyleyecek pek bir şey gelmez. Lakin; yine de elimden geleni yapacağım. Belki bu sefer başarabilirim. Başaramasam da tek tesellim, genelde bu sayfanın okuyanının ve merak edeninin pek olmaması!
Efendim; Bendeniz, 1973 yılının serin bir Temmuz sabahında Trabzon Çaykara ilçesi GODANDO’da dünyaya geldim. Ailemin ikinci çocuğu olmanın haklı gururu ile daha sonradan pişmanlığa dönecek olsa da gözlerimi dünyaya açtım. 🙂
Oldukça keyif aldığım projelerden biri
Akıllıca delilleri yok etme operasyonu
Mesutun hışmına fena uğradık
Başımızı olur olmaz kişilerle belaya soktuk
Mesuttan kurtuluş olabilir mi
Hep Mesut’mu üstün gelecek
Bir Projede set ortamında tanışma sansımız oldu. İyiki tanışmışız samimi söylüyorum kral adamsın. İnsallah başka projelerde tekrar görüşme sansımız olur.
Sette beklemenin en güzel yanı çevrencekilerle ister istemez diyalog içine giriyorsun sonrasında bir bakmışın kıyak bir arkadaş edinmişsin. İyiki set ortamında beklemişiz 🙂
VERDİNİZMİ?
Temel araba sürerken kırmızı ışıkta geçmiş.Tabii bunu gören polis temeli durdurmuş. Polis: – “Ehliyet ve ruhsat beyfendi!” Temel: – “Verdunuzda mi isteysunuz..”
SİNYAL
Temel arabası ile Taksim Meydanında dönüp duruyordu. Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve Temel’i durdurup sordu: – Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz? Temel: – Sol sinyal takıldı da..
TARTI
Temel’in eczanesine genç ve güzel bir kadın girmiş. Tartının üzerine çıkıp parayı atmış. Beğenmemiş, manto ve ceketini çıkarmış ve para atıp tekrar tartılmış. Yine sıkılmış eteğini çıkarınca, Temel atılmış ve parayı atmış,
-Devam edin bundan sonrası müesseseden
PAÇA
Adamın biri Karadeniz’i gezerken bakmış bir köyde bütün koyunlar üç bacaklı. Merak etmiş ve arabasından inip çobana sormuş niye koyunlar böyle diye. Bunun üzerine çoban :
– Canımız her paça istediğinde koca koyunu kesecek değildik herhalde…
Bu bölüm, yazmaya en çok zorlandığım bölümlerden birisidir. Oldum olası iş, kendimi anlatmaya gelince aklıma söyleyecek pek bir şey gelmez. Lakin; yine de elimden geleni yapacağım. Belki bu sefer başarabilirim. Başaramasam da tek tesellim, genelde bu sayfanın okuyanının ve merak edeninin pek olmaması!
Efendim; Bendeniz, 1973 yılının serin bir Temmuz sabahında Trabzon / Çaykara ilçesi (eski adı Demirli köyü, yeni adıyla Yeni mahalle) de dünyaya geldim. Ailemin ikinci çocuğu olmanın haklı gururu ile (daha sonradan pişmanlığa dönecek olsa da!) gözlerimi dünyaya açtım.
İlkokulu kendi köyümde okuduktan sonra, Uzungöl’de ortaokul ve Kur’an Kursu eğitimimi yatılı olarak tamamladım. Yaşam şartlarının zor geçtiği bir coğrafyada olduğumuz için, çalışmadan okumak çok zordu. Her ne olursa olsun çalışmam gerekiyordu. Bizim oralarda iş imkanı olmadığı için, gurbete çıkıp çalışmaya başladım. Çalıştım çabaladım bir şeyler kazanmaya başladım. Eksik bıraktığım eğitimimi açıktan okuyarak çok şükür tamamlayabildim. Sonrasında bir baktım ki; hooop askerlik çağım gelmiş çatmış.
Askerde olduğum dönemlerde (yani 1994 yıllarında) ailem Bursa’ya taşındığından, doğup büyüdüğüm güzelim memleketimde beni bağlayabilecek ve beni tekrar oralara sürükleyebilecek çok fazla bir şey kalmadı. Askerliğimi bitirdikten sonraki hayatım da doğal olarak Bursa’da başladı. 1998 yılında evlenerek dünya evine girdim. “Erman” ve “Emre” adında 2 oğlum var. 2004 yılında “koltuk ve mobilya” üzerine kendi iş yerimi açtım. Beş yıl aradan sonra İstanbul’a yerleşerek bir firmada çalışmaya başladım. Yıllar böyle devam ederken “Telekomünikasyon” üzerine tekrar kendi işimi kurdum ve 10 yıl işletmecilik yaptım. Şimdi resmi bir kurumda fotoğrafçılık yaparak hayatımı sürdürmeye devam ediyorum.
Tüm bunlar yaşanırken, bir taraftan oyuncu olma hayali hep içimde vardı. “Neden olmasın, kalk durma. Hayalinin peşinden koş. Kimse seni oturduğun yerden keşfedemez. Bak, araştır. Nedir? Ne değildir?” derken kendimi film sektörünün içinde buldum. Daha yolun başındayken reyting rekorları kıran “Diriliş Ertuğrul 26 bölüm “Oğuz Bey’i” karakteri olarak oynadım. Ardından “Kösem Sultan” dizisinde “Paşa” karakterini canlandırdım. “216 Cem Yılmaz” sinema filminde yer aldım. Sırasıyla; “Hayat Sırları”, “İsimsizler”, “Mutluk Zamanı”, “Ateş Böceği”, “Arka Sokaklar” Çukur 11 bölüm” “Bayrak 3 Sinema film ana karakter” olarak yer aldım.
Kendime Not:
Ünlü bir oyuncu olmanın, çok zor olduğunun bilincinde olmak;
Her gün kendini geliştirmenin çok önemli olduğunu kabullenmek; Sorumluluk almaktan korkmamak ve korksan bile korkunun üzerine gitmek…
Kısacası; her şeye rağmen yola devam etmek ve şikayet etmeyi değil, şükretmeyi tercih etmek her zaman ileri götürür.
Yandaki formu doldurarak bana ulaşabilirsiniz. En kısa zamanda dönüş sağlanacaktır.
Menajer: +905346726161 Email: ayaz@fikriayaz.com.tr